Obezite ameliyatları sonrası oluşabilecek metabolik komplikasyonlar nasıl önlenir?
Bu yazının bir bölümü 28 Mayıs 2017 tarihli Hürriyet Gazetesi'nde Yazar Bülent Katarcı'nın köşesinde yayınlanmıştır. Yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Obezite ve fazla kilonun öne çıkan tedavi yöntemlerinden biri bariatrik cerrahidir. Bu yöntemle kastettiğimiz, midenin bir bölümünü çıkararak veya midenin bağırsaklarla birlikte anatomilerini değiştirerek yapılan ameliyatlardır.
Bu ameliyatlar sonucunda kişinin midesi daha küçüldüğü ve bağırsakların da emilim kapasitesi azaldığı için tüketilen besinler daha az emilip kalori alımı da azalır. Böylece kilo verme süreci hızlanır ve kolaylaşır.
Bu ameliyatlar sonucunda sadece kilo fazlalığı değil, aynı zamanda şeker hastalığı, kolesterol ve hipertansiyon da önemli oranda iyileşebilir. Üstelik, özellikle şeker hastalığı durumunda, kilo verilmeye başlanmadan bile gözle görülür iyileşme gerçekleşebilir ve şeker ilaçları bırakılabilir.
Obezite ve fazla kilo için yapılan bu ameliyatlar risksiz değildir. Öncelikle, her ameliyatta olduğu gibi cerrahi komplikasyonlar gelişebilir. Bunların önüne geçmek için cerrahlar hastalarını ameliyat sonrasında belirli aralıklarla yakından takip ederek cerrahi komplikasyonları önleyebilir ve tedavi edebilirler. Ancak, cerrahi komplikasyonların yanında bu ameliyatlardan sonra metabolik komplikasyonlar da ortaya çıkabilir. Özellikle vitamin ve mineral eksiklikleri, hipoglisemi ve “dumping sendromu” sanıldığından daha yaygındır ve hastalar çok çeşitli belirtiler sergileyebildikleri gibi bunların farkına da kolayca varamayabilirler. Ayrıca ameliyatın üzerinden yıllar geçtikten sonra şeker hastalığı yeniden belirebilir. Bu metabolik komplikasyonları ortaya çıkmadan önlemek, veya, ortaya çıkmışsa, en kısa sürede tedavi etmek son derece önemlidir.
Genellikle bu ameliyatlar sonrasında hastalara vitamin, mineral ve kansızlığı önlemek için demir takviyeleri verilir. Ancak standart multivitamin tabletlerindeki dozlar çoğu durumda bu ameliyatları geçirmiş hastalar için yetersiz kalır; vitamin ve mineral eksikliğini önlemek için alınması gereken dozajlar hastadan hastaya değişiklik gösterir. Vitamin ve mineral eksikleri, hastanın gösterdiği belirtileri dikkate alarak ve kan düzeyleri ölçülerek teşhis edilir. Örneğin D vitamini eksikliği yorgunluk, kas ve kemik ağrıları olarak ortaya çıkarken, çinko eksikliği deride döküntüler, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve saçların kırılgan olması ile ortaya çıkabilir. Kimi durumlarda, eksiklik tanısı konmuş vitamin veya mineral yüksek dozda alındığı halde düzelmeyebilir çünkü ameliyat sonucunda emilim kapasitesi önemli ölçüde azalmıştır. Bu durumlarda damar yoluyla (intravenöz) takviye gerekebilir.
Vitamin ve mineral eksikliklerinin yanında bu ameliyatlardan sonra hipoglisemi (kan şekerinin düşmesi) gelişebilir. Düşük kan şekeri, halsizlik baş dönmesi gibi belirtilerin yanında ayrıca çarpıntı, terleme ve titreme gibi adrenalinden kaynaklı belirtiler de yapabilir. Düşük kan şekeri, anında bir miktar şeker tüketilerek tedavi edilir, ancak hipoglisemiyi baştan önlemek hem yaşam kalitesi açısından hem de genel sağlık açısından çok daha önemlidir. Bu da doğru beslenme tercihleri ile gerçekleşir.
“Dumping sendromu” mide baypas ameliyatı geçirmiş hastalarda ortaya çıkabilen bir metabolik komplikasyondur. Bu ameliyat sonucunda mide çok küçülmüş ve bağırsağın ortasına doğrudan bağlanmış olduğu için yüksek ve basit şeker içeren besinlerin tüketilmesi durumunda (meyve suları, kola gibi) rahatsız edici belirtiler ortaya çıkabilir.
Yemeklerden yarım saat sonra karında şişlik, çarpıntı, halsizlik ve bulantı biçiminde veya yemeklerden iki üç saat sonra terleme, titreme ve hipoglisemi gibi belirtilerle ortaya çıkabilir. Bu sendromu önlemek için yüksek lif ve proteinli ve kompleks karbonhidratlı besinler tercih edilmelidir. Ayrıca büyük öğün yemekler yerine küçük porsiyonlu yemekler tüketmek, katı ve sıvı yiyecekleri ayrı zamanlarda tüketmek de yardımcı olacaktır.
Az önce de belirttiğimiz gibi, bu ameliyatlardan kısa bir süre sonra şeker hastalığı iyileşebilse de hastanın beslenmesine ve genel yaşam tarzına özen göstermemesi durumunda ameliyattan yıllar sonra şeker değerleri yeniden yükselebilir. Bunu önlemek için hastanın ameliyat sonrası kötü beslenme alışkanlıklarından hayat boyu uzak durması büyük önem taşımaktadır.