Yüksek kan şekerinin kanser riskini arttırabileceği gözlemlendi
Diyabeti olanlarda, bir takım organlarda kanser riskinin diyabeti olmayanlara göre daha yüksek olduğu bilinmektedir. Yumurtalık, böbrek, ve meme kanseri bunlardan bazılarıdır. Şimdiye değin bunun özellikle iki potansiyel mekanizma ile meydana geldiği biliniyordu. Bunlardan birincisi, tip 2 diyabetin erken evrelerinde oluşan insülin direncinden dolayı, pankreasın normalden daha fazla insülin salgılaması ile ilgilidir. İnsülinin en belirgin görevi, kan şekerinin vücuttaki hücrelerin içine girmesini sağlamak olsa da, insülinin başka işlevleri de bulunmaktadır. İnsülin, aynı zamanda hücre bölünmesini ve dokuların büyümesini sağlayan bir hormondur. İnsülin direnci durumunda, pankreas daha yüksek oranda insülin salgıladığı için, kanımızda daha yüksek düzeyde dolaşan insülin, teorik olarak daha çok hücre bölünmesine neden olup, kanser riskini arttırabilir.
İkinci bir mekanizma ise, yine tip 2 diyabete yol açan insülin direnci ile ilgilidir. İnsülin direnci, vücudumuzda, özellikle karın bölgesindeki yağ oranının artmasından kaynaklanmaktadır. Yağ oranının artması; yağ depolayan yağ hücrelerinin sayılarının artması, ve her bir yağ hücresinin büyümesiyle meydana gelir. Yağ hücreleri, sanılanın tersine, yalnızca yağ depolamakla kalmaz, bununla birlikte bir takım hormonlar salgılar. Yağ hücrelerinin salgıladığı bu hormonlar, enflamasyona yol açabilmektedir. Tip 2 diyabette ve insülin direncinde vücudumuzda daha yüksek oranda olan yağ dokusu, bu hormonları daha yüksek miktarda salgılar. Bu hormonların seviyelerinin artması, daha çok enflamasyona, ve dolayısıyla kanser riskinin artmasına neden olabilir.
Bu iki mekanizma, diyabetin dolaylı olarak kanser riskini arttırdığını göstermektedir. Yapılan yeni bir çalışmada, yüksek kan şekerinin hücrelerimizde yer alan genetik malzeme olan DNA'ya doğrudan zarar verdiği ortaya konmuştur. Yüksek kan şekeri, damarlardaki proteinlere yapışarak, zaman geçtikçe damarların bozulmasına ve tıkanmasına yol açmaktadır. Bu durum da organ hasarını meydana getirir. Buna benzer bir mekanizma ile, yüksek olan kan şekerinin DNA'ya da yapışıp DNA'nın bozulmasına yol açtığı gözlemlenmiştir. DNA'nın bozulması, doğrudan kanser riskini arttıran bir durumdur. Bununla birlikte, yüksek kan şekeri, DNA'yı onarıcı enzimlerin DNA'daki bu bozuklukları onarmasına da engel olmaktadır. En yaygın kullanılan şeker ilaçlarından olan Metformin, DNA onarımında yardımcı olmaktadır.
Kontrolü sağlanamayan diyabeti olan bireylerde, yüksek kan şekerinin denetim altına alınması, yalnızca organ hasarı riskini değil, ayrıca kanser riskini de azaltacaktır.